“Mikrobiyatamız ne kadar çeşitliyse o kadar sağlıklı demektir” , “Bağırsaklar ikinci beynimiz”, “Bağırsaklar mutlu biz mutlu”, “Mikrobiyatan neyse o’sun”. Bu cümleler size tanıdık geliyor mu? Günümüzde pek çok hastalık bağırsaklarla ilişkilendiriliyor, konuyla ilgili her geçen gün bir yeni araştırma daha yayımlanıyor. 2024 yılı gıda trendlerinde bu yıl bağırsak sağlığı ve fermantasyondan sıklıkla konuşacağımızdan bahsetmiştim… Bu ikiliyi tüm detaylarıyla incelemeye ne dersiniz?
Prebiyotik-probiyotik
Fermantasyon; yüzyıllardan beri uygulanan en doğal ve faydalı gıda koruma yöntemlerinden biridir. İnsanlık tarihinde bilinen en eski gıda işleme teknolojilerinden biri olarak da tanımlanabilir. Yoğurt, kefir, turşu, tarhana gibi gıdalar fermente gıda dedince akla ilk gelen alternatiflerden oluyor. Aslında diğer gıdalardan ayıran özelliği, bu işlemle sindirim dostu olması yani bağırsaklardaki prebiyotik ve probiyotik kapasiteyi desteklemesi. Bağırsaklarımızda yaşayan yararlı mikroorganizmalara probiyotik, bu yararlı mikroorganizmaları besleyen bileşiklere ise prebiyotik adı verilir. Özetle bu dönüşüm esansiyel aminoasit ve vitaminlerin senteziyle, gıdaların besin değerini de artıran bağırsak dostu bir sanattır. Üstelik bu sanat sadece bağırsaklara ve insan sağlığına değil, sürdürülebilirliğe de katkı sağlıyor.
Özümüzde var
Anadolu’da uzun yıllardır kullanılan fermantasyon tekniğiyle gıdalar, bozulmadan uzun süreli saklanma avantajına sahip oluyor, bu da gıda israfını azaltarak sürdürülebilir bir beslenme sistemine katkıda bulunuyor. Aslında günümüze kadar bu yöntemin kendini, özünü koruyarak gelmesi de bir sürdürülebilirlik örneği. Anneannemizin mayaladığı yoğurttan tarhanaya, babaannemizin turşusuna; geleneklerimizde, özümüzde bu yöntem var. Aynı zamanda fermente gıdaların üretimi sırasında genellikle daha az enerji ve su tüketiliyor, tüm bunlar çevresel etkiyi azaltarak sürdürülebilirlik açısından yine olumlu bir adım.
Çeşitler artıyor
Markete gittiğinizde fermente ürünleri ne sıklıkla sepetinize ekliyorsunuz hiç düşündünüz mü? Fermantasyon ile üretilen ürünlere turşu, sirke, yoğurt, tarhana gibi gıdaları örnek verebileceğimizden bahsetmiştim. Elbette bu ürünleri uygun kalite ve sağlık standartlarıyla tüketicilere sunmak kıymetli. Her zaman iyi bir gıda okuryazarı olmanız gerektiğini vurguluyorum, sadece satın aldığınız ürünlere değil, market seçimlerinize de özen göstermekte fayda var. Metro Türkiye, ‘Sürdürülebilir Sofralarda Herkese Yer Var’ anlayışıyla, her beslenme şekline uygun ürün yelpazesini sürekli genişletirken, aynı zamanda Türk mutfağına sahip çıkma ve sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda geleneksel gıda koruma yöntemleriyle elde edilen ürünleri de raflarına taşıyor. Pek çok fermente gıda alternatifine raflarında rastlamanız mümkün.
Dünyada ilk
Günümüzde pek çok inovatif fermantasyon alternatifleriyle karşılaşıyoruz. Bunlardan biri de benim kurucu ortaklarından olduğum marka ile dünyada bir ilke imza attığımız ‘Filizlendirilmiş Fermente Bakliyatlar’. Nohut, mercimek, maş fasulyesi gibi bakliyatları önce filizlendiriyor, sonra fermente ediyoruz. Baklagili bir gece önceden ıslamak pişirmeyi nasıl kolaylaştırıyor ise filizlendirmek de fitik asidi devre dışı bırakarak sindirimi kolaylaştırıyor, biyoyararlanım artıyor. Fermantasyonla ise bu biyoyararlanımı daha da arttırmış oluyor, bağırsakları mutlu ediyoruz. Metro Türkiye mağazalarında Metro Chef markasıyla ‘Filizlendirilmiş Fermente Maş Fasulyesi’, ‘Yeşil Mercimek’ ve ‘Nohut’ olmak üzere üç farklı fermente bakliyat çeşidine ulaşabilirsiniz.
Yoğurda alternatif
2024 gıda trendlerinde bir numarada bitki bazlı beslenme yer alıyor. Bitki bazlı alternatifler, vegan pek çok gıdaya bu yıl raflarda daha sık rastlayacağız. Danışanlarımdan en çok aldığım sorulardan biri, “Bitki bazlı pek çok süt alternatifi var, ama yoğurda nasıl bir alternatif bulacağız?” oluyor. Bu noktada sizi kaju yoğurduyla tanıştırmak istiyorum. Yoğurda bitki bazlı alternatif arayanların en çok talep ettiği ürünlerden olan ‘Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’ ile sofralara hem çeşit hem de lezzet geliyor. V-Label sertifikasına sahip bu ürün, protein kaynağı olmasıyla da öne çıkıyor. Üretim aşamasında ürüne probiyotik ekleniyor. Koruyucu ve katkı maddesi içermiyor, şeker ilavesiz olmasıyla da beslenmesine dikkat edenler için iyi bir alternatif olan bu ürün, yoğurdun kullanılabildiği her alanda tercih ediliyor.