Efnan Atmaca – “Esas olan yani öz, gözle görünmez. Ancak yüreğinle baktığında doğruyu görürsün…” Bu öğüdü duymayan var mı? Peki tutan? Bu farklı bir tartışma konusu, o yüzden geçiyorum. İllaki hayatımızın bir ânında Küçük Prens’le tanışmışızdır. Yaşamın anlamını, dostluğu, iyiliği sorgulayan bu ölümsüz kahraman karşımıza çıkıp bitmek bilmeyen sorularla hayatımıza anlam katmıştır. Saint-Exupéry’nin zamansız kahramanı bu kez DasDas Sahnesi’nden selamlıyor bizleri.
Kayhan Berkin’in yönetmenliğini üstlendiği oyunun dramaturgu Ferdi Çetin. Oyuncular ise Deniz Işın, Doruk Şengün, Kenan Ece ve Taha Tegin Özdemir. DasDas, bu yapımla tiyatrodaki önemli eksiklerden birini kapatıyor; hâlihazırda sahnelenen çocuk oyunları ağırlıklı olarak 10 hatta yedi yaş altına hitap ettiği için onlara gitmeyi tercih etmeyen, yetişkin oyunlarına da henüz hazır olmayan yaş grubunu salona topluyor. “Küçük Prens” tıpkı kitabı gibi hem küçüklere hem büyüklere hitap ediyor. Öyle ki prömiyer akşamı “Küçük Prens”i üç nesil bir arada, gözleri nemli, coşkuyla alkışladı. Berkin her ne kadar tevazu gösterip başarıyı metnin gücüne bağlasa da “Küçük Prens” dört başı mamur bir iş olarak karşımıza çıktı. Böylesi sevilen, neredeyse ezbere bilinen eserleri sahnelemek ustalık ister. Berkin de rejisiyle beklentileri karşılıyor. Elbette dramaturga da oldukça önemli iş düşüyor eser “Küçük Prens” olunca. Çetin de dramaturjisiyle bu güçlü rejinin iskeletini oluşturmuş. Kitabın en can alıcı noktaları sahneye aktarılıyor oyunda; o hem gülümseten, hem gözleri yaşartan tonu tamamıyla geçiyor seyirciye. Konuyu bilmeyen yoktur diye o kısmı atlıyorum.
Kayhan Berkin, Kenan Ece, Deniz Işın, Taha Tegin Özdemir ve Doruk Şengün.
Kahkaha kaptı
Oyunculara gelince; uçağı bozulup Sahra Çölü’ne düşmüş pilot olarak Kenan Ece çıkıyor karşımıza. Aynı zamanda hikâyenin anlatıcısı. Son derece huzur verici bir tonla rolünü oynuyor Ece. Belli ki hâlâ babasından masallar ve hikâyeler dinlemeyi seven yaşta bir çocuğu olmasının avantajını yansıtıyor sahneye. “Küçük Prens”i Türkçeye çevirip kitap olarak elime aldığımda oğluma güzel bir hediye bıraktığımı düşünmüştüm. Ece de bu oyunda rol alarak kendi oğluna güzel bir armağan sunuyor bana kalırsa. Dolayısıyla oyunun her ânından keyif aldığı her repliğinden, mimiğinden, jestinden belli oluyor. Karşısında ise ilk başta kumrallığına şaşırdığımız Küçük Prens, Taha Tegin Özdemir var. Coşkusuyla öyle bir avucuna alıyor ki seyirciyi yıllardır beynimize kazınan sarışın, mavi gözlü Küçük Prens imajı kayboluveriyor çok geçmeden. Deniz Işın hem gül hem yılan olarak sahnede yer alıyor. Gülün huysuz ama naif tavrıyla yılanın insanı sorgulayan hâlini anlatıyor o da bize içtenlikle. Geri kalan bütün rollerde ise Doruk Şengün var. Herkesten kahkaha kapıyor performansıyla. Rolden role girerken özellikle de çocukların kalbini kazanmasını biliyor.
“Küçük Prens”, her sözüyle her mesajıyla kalbe işleyen, bugünler için soru işaretleri, yarınlar için umut bırakan bir eser olarak tam 80 yıldır hem çocuklara hem de büyüklere eğer isterlerse görebilecekleri ufuklar açıyor, bilgelik sunuyor. Onu bu versiyonuyla sahnede izlemek ise umut tazeliyor. Dostlarına “Gece yıldızlara baktığında, onlardan birinde yaşadığım ve güldüğüm için tüm yıldızlar senin için gülüyor olacak. Senin gülmeyi bilen yıldızların olacak!” diye veda eden Küçük Prens, DasDas Sahnesi’ne iniyor ve dostlarıyla buluşmayı bekliyor.